1 Temmuz 2022 Cuma

Çöpe Giden Gıda 18 Milyar Dolar-Yılmaz Parlar

 


Çöpe Giden Gıda 18 Milyar Dolar.

Türkiye'de sadece çöpe giden gıdanın parasal değeri 18 milyar dolar.

İstanbul Ticaret Borsası tarafından, üniversite öğrencileri arasında düzenlenen Gıda İsrafını Engelleme Proje Yarışması’nın kazananlarına ödüllerin verildiği törende konuşan İSTİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Gıda İsrafını Engelleme Komitesi Başkanı Hakkı İsmet Aral,  “Türkiye'de sadece çöpe giden gıdanın parasal değeri 18 milyar dolar.” dedi




Yiyeceğin israf edildiğini görmemek için, artık bilim adamları, politikacılar ve gıda kampanyası grupları arasında gıda kayıplarını azaltmak için "bir şeylerin yapılması gerektiği" konusunda genel bir fikir birliği oluştu. Yetersiz beslenme gerçektir, ancak obezite krizi de öyle. 

İnsanlar, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) gibi hükümet organlarının, dünyanın insan tüketimi için üretilen gıdanın yaklaşık üçte birini kaybettiğini veya israf ettiğini iddia eden raporlarına işaret ediyor. 

Depolama ve nakliyedeki zorluklar, aynı zamanda, dünyadaki "gıda atığının" büyük bir bölümünün, hasat sonrası gıda tahıl kayıplarının toplam hasatın % 25'i kadar olduğu tahmin edilirken, meyve ve sebze kayıplarının daha  yüksek olabileceği şeklindeki raporlar her ülkede Gıda israfını önlemeye zorluyor. 



İsraf Edilen Gıda Nedir?

İki ana tür israf edilen yiyecek vardır:  Yiyecek kaybı ve Yiyecek atığı. Yiyecek kaybı daha büyük kategoridir ve herhangi bir aşamada yenmeyen yenilebilir yiyecekleri içerir. 

Evlerde ve Marketlerde yenmeyen yiyeceklere ek olarak, tarlada kalan ekinler, nakliye sırasında bozulan yiyecekler ve markete gitmeyen diğer tüm yiyecekler buna dahildir. Gıda üretiminin hemen her aşamasında bir miktar gıda kaybedilir.

Yiyecekler Nerede Kaybolur?

Yenilebilir yiyecekler, gıda zincirinin her noktasında atılır: çiftliklerde, balıkçı teknelerinde, işleme ve dağıtım sırasında, perakende mağazalarda, restaurantlarda ve evde. 

Yiyecek atığı, tüm yiyecek işletmecileri, Hotel, restaurantlar, büfelerde tabakta kalan yarısı yenmiş yemeği, evde yemek hazırlamaktan kalan yemek artıklarını ve bir ailenin çöpe döktüğünü ihtiva eder.

 Kozmetik kusurlar "Görünüşü bozuk  ürünler" olarak adlandırılanlara yol açar, tüketiciler yanlış şekillendirilmiş veya kusurlu ürünlerle daha az ilgilendikleri için, hasattan önce ve sonra çiftliklerde bir başka önemli gıda atığı kaynağıdır. Gıda güvenliği korkuları ve uygun olmayan soğutma ve işleme, çiftçileri aksi takdirde yenilebilir yiyecekleri atmaya da zorlayabilir.


İşgücü sıkıntısı nedeniyle tarlada bırakılan yiyecekler. Troller tarafından yakalanan balıkların yüzde 40 ila 60'ının denize atılanlar  




Üretim Tesislerinde Gıda Kaybı

Aşırı üretim, ürün hasarı ve üretim tesislerinde teknik sorunlar gibi bir dizi sorun, bu büyük miktarlardaki gıda israfına katkıda bulunur.

Ulaştırma ve Dağıtım Ağlarında Gıda Kaybı

Gıda nakliyesi ve dağıtımı sırasında bozulabilir gıdalar, özellikle yeterli ve güvenilir soğutma, altyapı ve ulaşıma erişimin zor olabileceği gelişmekte olan ülkelerde


Bu bağlamda tarım, gıda ve hayvancılık sektörlerinin gelişimine ve rekabet ortamının arttırılmasına katkıda bulunulması gıda fiyatlarının tespit, tescil ve ilan edilmesi gibi pek çok görevi üstlenen, 1924 yılından bu yana faliyet gösteren, İstanbul Ticaret Borsası Gıda İsrafını Engelleme Komitesi halkda farkındalık yaratmak, bilinci artırmak adına proje yarışması düzenleyerek 76 proje çözümleriyle Gıda israfını önlemede katkıda bulundu.


30 Haziran 2022 Perşembe günü İstanbul Ticaret Borsasında düzenlenen törende dereceye girenlere ödülleri takdim edildi.


Törende açılış konuşmasında İstanbul Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kopuz, “Bugün dünyada büyük bir gıda sorunu var. 

Salgın enerji fiyatlarındaki artış ve bölgesel savaşların dönemsel etkilerin dışında gelecekte bu sorunu büyütecek dair sorunlarımız da var.

Gıda israfını engelleme çalışmalarını yürütmek için bir komisyon kurduk. Kamuoyunu konu hakkında bilgilendirdik,” dedi   76 proje sahibinin. Her birine, dünyanın en önemli sorunlarından birinin çözümündeki gayretler için, teşekkürlerini sundu .  


İSTİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Gıda İsrafını Engelleme Komitesi Başkanı Hakkı İsmet Aral gıda israfının boyutlarının daha iyi anlaşılması için bazı rakamlar paylaştı.



 “Dünyada üretilen gıdaların üçte biri kayıp 


Bu istanbul'da % 50 .Üretim hasat sonrası % 40 daha hızlı işleme, dağıtım ve tüketim aşamalarında gerçekleşiyor. Bu da dünyada 1. 3 milyar ton gıdanın israfı Geçen sene 1 trilyon dolar. Tutarı şuanda 1. 3 trilyon dolara kadar çıkmış durumda. Bunun sadece üçte biriyle bugün dünyadaki aç gezen  insanı doyurabilir. Insanlar biraz kendine dikkat etse bu da israfına da o insanları da doyurabilecek kabiliyeti ulaşacak. 


Türkiye'de yaklaşık 2 sene önce 35 000 000 tona yakın çöp toplandı. 

Çöplerin içinde % 48 oranında organik ürün olduğunu tespit etti. Yani bu ne demek? Işte 14,5 milyon tona yakın. Kompost yapılarak gübreleri kullanılmalı.


Türkiye'de gıda kaybı var. 

Her sene çok miktarda atıyor. Bu sene herhalde 38.000 000 tona yakın çöp toplayacak. Bunun parasal değeri şu anda, Türkiye'de sadece çöpe giden gıdanın parasal değeri 18 milyar dolar. 


Türkiye bu yıl  20:22 milyar dolar ihracat gerçekleştirerek” 

Böylece ihracat ve gıda israf rakamlarını göz önüne sergiledi. Gıda israfının tüm detaylarını sıraladı.


“İsrafını engellemek proje yarışmalarından sonuç almak adına dereceye giren proje sahiplerine ödüllerini takdim ediyoruz” şeklinde ödül amacını açıkladı.  



Ödül almaya hak kazanan projeler;


1.lik Ödülü 60 bin lira

Proje Adı:  Anaokulu Menülerinin İyileştirilmesi ve Gıda İsrafının Azaltılması

Katılımcılar: Hürmet Küçükkatırcı, Büşra Bozkurt, Belgin Avcu, Prof. Dr. Vesile Şenol (Proje Danışmanı)

Üniversite: Erciyes Üniversitesi, Kapadokya Üniversitesi


2.lik Ödülü 30 bin lira

Proje Adı: FooDefender

Katılımcılar: Sultan Kahveci, Mustafa Kemal Yıldırım, Doç. Dr. Hür Bersam Bolat  (Proje Danışmanı)

Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi


3.lük Ödülü 20 bin lira

Proje Adı: Gıda İsrafı Konusunda İlkokul Öğrencilerini Bilinçlendirmek Üzere Eğitim Kiti Tasarımı

Katılımcılar: Mehmet Korcan Bacaksız, Emine Özkan, Zehra Altun, Sinem Nazlı Kadıoğlu, Zeynep Özel, Dr. Yasemin Soylu (Proje Danışmanı)

Üniversite: İstanbul Medipol Üniversitesi


Mansiyon 10 bin lira

Proje Adı:  Smart-List

Katılımcılar: Ecem Şen Çiğdem, Çağan Bıçakçı, Dr. Öğr. Üyesi Burcu Yılmazel  (Proje Danışmanı)

Üniversite: Eskişehir Teknik Üniversitesi


Mansiyon 10 bin lira

Proje Adı: Etiketi Oku, Gıdayı Koru

Katılımcı: Gizem Müberra Usta

Üniversite: Balıkesir Üniversitesi


yilmazparlar@yahoo.com

26 Mart 2022 Cumartesi

Kral Çorbası Tarifi-Yılmaz Parlar

  Kral Çorbası Tarifi


Kral-Kraliçe Çorbası, Aslan çorbası tarifleri


Mutfakdan yemek kokuları değil sevgi kokuları gelen Shorba Restaurant zinciri sahibi Sim Aslanoğlu’ndan tarifleri almadan , söyleşiye geçmeden önce biraz neden çorba diye bahsedelim 



Dünyanın her yerinde birçok mutfağın bir parçası olarak sunulan çorba, gerek sağlıklı beslenme, gün içinde, gerekse sindirimi kolay gece içildiğinde fayda sağlayan, sadece sağlık için son derece faydalı olmakla kalmaz, aynı zamanda vücut ısısını korumaya yardımcı olan termojenik özelliklere de sahiptir. Dumanı tüten bir kase çorba, vücudu ısıtan, lezzet ve beslenme bonusu elde edebileceğiniz yiyeceğimizdir.


Geleneksel olarak kırmızı et, tavuk, balık, sebze ve baharatlarla ile hazırlanır, ancak yorumlamalar, insanların çoğunluğunun yemek alışkanlıklarını karşılamak için vejetaryen ve vegan içerikleriylede hazırlanır.


Shorba restaurant zincirindeki günlük değişken 20 çeşit çorba yorumlamalarına gelince, kadının özel zevkleri arasında yer alan yemek pişirme ve kadının esteğiyle birleştiğinde çorba burada kendilerine özel lezzet yumağı haline geliyor. 


Shorba restaurant zincirindeki Ataşehir Shorba Restaurantda, Zincir sahibi iş insanımız Sim Aslanoğlu ile söyleşi gerçekleştiriyoruz.



Menü restaurantın aynasıdır.


“Çorbalarımızı ruhunuzla içersiniz” diyen Sim Aslanoğlu tüm çeşit duygularımıza hitap eden menüde yer alan çorbaların güzelliğini dile getiriyor. Yemek sadece beslenme, sağlıklı beslenme değil aynı zamanda zevk olduğunu vurguluyor.

Çocukların bebeklerin tüm gönül rahatlığı içinde içebilecekleri günlük taze, malzemelerle oluşan çorbalar, hem besleyici hem sağlıklı yönleriyle  Shorba'yı benzersiz tarafa çeken Sim Aslanoğlu'nun sözlerini mutfağı gözlemliyerek çorbalardan bir kaçını test etdikden sonra doğruluyoruz.

Çorba içeriklerin dokularını tanımlayan, dünya mutfağı çorbalarını, tarihini bilen engin kültüre sahip Sim Aslanoğlu aynı zamanda restaurant ekonomisini çok iyi bilen iş insanımız. Franchise ile önlenemez yükseliş gösteren başarılı idol kadınımız.

Franchise alanların sürdürebilir karlılık göstermesinin nedeni Sim Aslanoğlu’nun  yaratdığı mükemmel iş modelini franchise gereği uyguladıkları olmasındandır.  


Günlük değişken 20 çeşit çorbalardan, Kral-Kraliçe Çorbası, Aslan çorbası tarifleri



Tariflere gelince; Elbetde malzeme ölçü birimleri özel mufakların ticari sırrıdır, söylenemez. Ama içerikleri..

Kral-Kraliçe Çorbası 

Özel yapım Shorba ekmeği içinde sunulan bu çorba Tandır eti, yoğurt, biber salçası, mercimek ve özel sos ile hazırlanıyor. Sunumda üzerine fıstık (Kraliçe) Fındık (Kral)  ile lezzetlendiriliyor.


Aslan Çorbası

İçerisinde Tavuk eti, pancar, havuç gibi kış sebzeleri, soya sos ve özel acı sos yer alıyor. Sunumda susam ve nar ile lezzetlendiriliyor.


Shorba Restaurant Zincir Franchise istekleri için Sim Aslanğolu’na nasıl ulaşalabilecekleri sorduğumuzda sim@shorba.com.tr adresden cevabı alıyoruz. 


yilmazparlar@yahoo.com

12 Aralık 2021 Pazar

Mynos ve Balık Kavurma -Yılmaz Parlar

 


MYNOS VE  BALIK KAVURMA 


“Rota Güleryüz Restaurantlar” durağımız Bodrum –Yalıkavak Spektr Hotel bünyesinde bulunan binlerce yıldır var olan ve daha hafif, daha sağlıklı seçenekler sunan, Akdeniz kültürel yemeklerinden oluşan geniş bir seçim yelpazesini kapsayan, göz kamaştırıcı çeşitlilikte cezbedici yemekler ile Mynos Restaurantdayız. 



Mynos Restaurantın Genel Müdürlüğünü, Babası Tiyatro Sanatcısı TRT Televizyonlarında eşi Ayşegül Atik ile yaptıkları skeçlerle  7 den 70 e herkese keyifle bilinçaltına mesaj göndermeler şırınga etmiş, “Önce Alışveriş-Sonra fiş “sloganları herkesin diline yapışmış meşhur Ali Atik’in oğlu Alper Atik üstlenmiş.



Babası sanatcı Ali Atik ile ile Alper Atik yıllarca turizm işletmeciliği yapmış son derece birikimli deneyimli çok çeşitli disiplinlerden beslenen mükemmel bir yönetici. 

Ali Atik çaldığı akordeyonu konuştururcasına gecelere renk katıyor. Bodrum –Yalıkavak gün batımı eşliğinde yediğiniz içtiğiniz lezzetlere katdığı keyifle zevklerinizin katsayısını artırıyor.

Spektr Butik Hotel bünyesinde olan Mynos restaurantla birlikde her iki mekanın genel müdürlüğünü de genç, dinamik, başarılı Volkan Kirlibal yürütüyor.

Menü geliştirmek menünün popülerliği en iyi malzemelerin tedarik edilmesinden kaynaklanmaktadır. Lezzet hijyen başda olmak şartıyla iyi, taze malzeme kullanımından bilgisinden ve yaratıcılıkdan oluşur

Mynos restaurant, balık türleri tamamen deniz ürünleri olup günlük taze olarak kullanılıyor. Mezeler unutduğumuz balık türevleri ve yeni buluşları ile zengin bir çeşide sahip. 





Ünlü şeflerinin hazırladığı Balık Kavurma ve Kalamar Sarma lezzetini anlatmak mümkün değil sadece tatmanız gerekiyor.

Restaurant içi ferah pencere ve camların büyük ölçüleri manzaranıza engel teşkil etmiyor. Açık Hava kısmı deniz yeşillik başka bir ferahlı keyifli mekan. 

Akdeniz Mutfağının en İyi, en taze, en sağlıklı yemeklerini sunan Mynos restaurant sadece et balık tavukdan ibaret değil. Akdenizin en gözde zeytinyağlı yemekleriylede vejeteryanları unutmuyor.





Yaz kış öğlen akşam tüm masaların doluluğu zaten size güleryüz restaurant mesajını veriyor.

Akşam  yemeklerinde,  restaurantda Ali Atik akordeon, Alper Atik perküsyon ve gitardan oluşan orkestra misafirlerin atmosferine göre müzik yaparak eğlendiriyorlar.

Mynos Restaurant mekandan, yediğiniz nefis yemeklerle aynı zamanda eğlenceden aldığınız keyifle dört dörtlük ayrılıyorsunuz. 

 yilmazparlar@yahoo.com

5 Aralık 2021 Pazar

HO-RE-CA fuarında ANFAŞ’ın Sürdürebilir Başarısı-Yılmaz Parlar

  HO-RE-CA fuarında ANFAŞ’ın Sürdürebilir Başarısı

Fuar sergi alanları, noktalarında yer alan firmaları her zaman Pazar geliştirme altyapısının en önemli parçası olmuştur ve olmaya devam etmektedir.



Covid-19 salgınının neden olduğu endüstri bunalımı ile karşı karşıya kalan endüstrinin en destekleyici ortağı olarak, ANFAŞ işletmeler arasındaki bağlantıları yeniden kurmak ve zorlu bir pazarı yeniden başlatmak için yeni ürünler, trendler ve yeniliklerle HORECA fuarında karşımıza çıkıyor.



Başkanlığını Ekonomi gazeteciler Dernek Başkanı Celal Toprak’ın Yaptığı Güvenilir ürün Platformu desteğiyle, Yönetim kurul Başkanlığını Yapan ANFAŞ Uluslararası Fuarcılık 02 Aralık 2021 Perşembe günü Taksim Point Hotelde Basın Toplantısı düzenlediler.

Gerçekleşen Basın toplantsı Moderatör Celal Toprak herzamaki dinamik yönetdiği hiperaktif geçen toplantıda ANFAŞ’ın Uluslararası Konaklama ve Ağırlama Ekipmanları İhtisas Fuarı ve Gıda ve İçecek İhtisas Fuarı’yla birleştirdiğini, Sürdürebilir Başarı mükemmelliği kutlamaya layık olduğu anlamında sözleriyle başladı.



Başkan Toprak Fuarların sadece bir kaynak bulma platformu sağlamakla kalmadığını, aynı zamanda yeni fikirler ve trendler için bir üreme alanı olarak hizmet etdiğini, dünya çapında birçok yarışma, eğitim konferansı ve aranan endüstri profesyonelleri ve derneklerin ev sahipliğinde interaktif seminerler sunduğunu dile getirdi.

ANFAŞ Yönetim Kurul Başkanı Ali Bıdı, “18 – 21 Ocak 2022 tarihleri arasında eş zamanlı olarak gerçekleştireceğimiz 32. Uluslararası Konaklama ve Ağırlama Ekipmanları İhtisas Fuarı ve 28. Uluslararası Gıda ve İçecek İhtisas Fuarı’nı pandemiye rağmen 600’ün üzerinde katılımcı firma, 3.000’in üzerinde marka ve 50.000’in üzerinde ziyaretçi ile gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.” dedi.



Mal ve hizmetlerini tanıtmak için ve uluslararası kongre, sergi, fuar ve diğer etkinliklere katılan yeni pazarlara girmelerine yardım eden girişimcilere ve Fuar Organizasyonuna sübvansiyonlar tahsis edilmeli gereğini açıklayan Bıdı,

“Sektöründe yer edinen firmaların en doğru satın alma yetkilileri ve heyetleriyle buluşmaları için ekibimiz ve tüm paydaşlarımız yoğun bir çalışma gerçekleştirdi diyen Ali Bıdı “bu yıl Ticaret Bakanlığımıza 39 ülkeden alım heyeti için başvuruda bulunduk. Bununla birlikte yurt içi ve yurt dışından birçok kurum ve acentelerle ortak çalışmalar yürüttük. Bu çalışmalar sonucunda 70’den fazla ülkeden ziyaretçiyi fuarımızda ağırlayacağımıza inanıyoruz.” Şeklinde açıklamalarda bulundu.

İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi ve Gıda ihtisas komisyon başkanı Ahmet özer, ANFAŞ fuarcılık hakkında her zaman olduğu gibi çok çeşitli yiyecek ve içecekler, ekipman ve ağırlama malzemelerinin yer alacağı en iyi endüstri fuarı olarak kendini kanıtlamıştır. Katılımcı profili, üretimden paketlemeye kadar uzanan uluslararası ürünleri, ve Hotel ekipmanlarının tamamı  sergilendiğinden  ziyaretcilere iyi bir  deneyimi bırakıyor. Yeme içme, konaklama ve mobilya sektörlerinde dünyanın önde gelen liderleriyle tanışma fırsatı verdiği anlamda konuşmasını yaptı. 



Anfaş Genel Müdür Yardımcısı Şeniz Yılmaz ise “ilk defa fuarımızda vegan ürünler bölümü olacak. Ayrıca firmaların inovatif ürünleri için de alan ayırdık. Vegan yaşam tarzı için en büyük uluslararası fuar organizasyonu olan Alman kökenli VeggieWorld (Dortmund Messe) resmi partneri DTFOOD ile gerçekleştirdiğimiz birliktelik doğrultusunda 28. Uluslararası Gıda ve İçecek İhtisas Fuarı’nda “Vegan, Vejeteryan ve Glutensiz Ürünler Marketi” kurulmasını sağlayacağız. Ayrıca yurt içinden ve başta Almanya olmak üzere tüm dünyadan vegan ve vejeteryan ürünlere ilgisi olan ziyaretçilerin fuara katılımı için ortak çalışmalar yapacağız.” dedi.

Basın mensuplarının soruların cevaplandırılması ve  toplantıya katılan sektörün temsilcilerinin katkılarıyla toplantı son buldu.

 yilmazparlar@yahoo.com

8 Kasım 2021 Pazartesi

Ukrayna -Türk Mutfağı Etkinliği-Yılmaz Parlar

  Ukrayna -Türk Mutfağı Etkinliği

İnsan varlığının temel bir bileşeni olarak gıda, devletlerarası ilişkilerde ve diplomatik uygulamada her zaman önemli bir rol oynamıştır. Ülkenin gastrodiplomasi yoluyla uluslararası ilişkilerde sahip olduğu iyi sosyal kabul, ticaret ve turizm başta olmak üzere diğer işbirliği alanları üzerinde olumlu bir etkiye sahip olacaktır




Uluslararası İlişkiler disiplini içinde gastro diplomasi, gıda diplomasisi veya mutfak diplomasisi rolü giderek daha belirgin hale geliyor. Diplomatik gastronomi, Prestij, kültürel gücün keyifli doğası diplomasi ve yumuşak güç olarak varlık göstermektedir.  



Bu bağlamda, kardeş ülke olan Ukrayna’nın, Ukrayna Turizm Bakanlığı ve İstanbul Başkonsolosluğu, Ukrayna Gastronomik yemeklerini tanıtmak ve Türkiye Mutfak Gastronomi kültürünü aktarmak amacı ile Başkanlığını Gürkan Boztepe’nin yaptığı Türk mutfağını Dünyaya tanıtmaya hedefli misyonu olan Gastronomi Turizm Derneği (GTD) organizasyonu ile Etiler Serkan Döner restaurant özel salonunda önemli bir etkinlik gerçekleştirdiler. 



Yiyecekleri sadece pişirme sürecinden değil, aynı zamanda tarih, felsefe ve kültürel arka plan boyutlarında da gören bir bilim ve sanat olan gastronomi vardır. Gastronomi diplomasisinin ulusal stratejisinin önemi büyükdür. Tarihsel, felsefi ve kültürel boyutları nedeniyle kültürel tanıtım ile gastronomik bir birliktelik kaçınılmazdır. 



Ukrayna Turizm Bakanlığı önderliğinde ülkenin en iyi şeflerinden Levgen Klopotenko ve İgor Mezentsev ile Ukrayna yemeklerinden yerel kültürlerin özel ürünleri yapılan borsch çorba incelikleriyle ve tarihiyle tanıtıldı. 

Döner yapanların en iyilerinden, döner sevdalısı, Türk dönerini gerçek anlamda dünyaya sevdirerek tanıtmaya kendini adamış Serkan usta, Dönerleri tattırıldı. Ünlü Ukrayna şeflerin döner pıçaklarıyla kesim yapmaları show haline dönüştü. 



Toplantıya Ukrayna Turizm Geliştirme Devlet Ajansı Başkanı Mariana Oleskıv, Ukrayna Türkiye Büyükelçisi Vasyl Bodnar, Ukrayna Ankara Büyükelçliği Diplomat Olena Lytvynenko Ukrayna İstanbul Başkonsolosu Nedilskyi Roman, Konsolos Kateryna Pasynchuk, Gastronomi Turizm Derneği (GTD) Başkanı Gürkan Boztepe, TÜRSAB Gastronomi Turizmi Daire Başkanı Ömer Kartin, Türkiye Turizm geliştirme Ajans Başkanı Yalçın Lokmanhekim, TGA Grup Müdürü Sinem Özyalçın, Sağlıklı yaşam uzmanı Dr.Ender Saraç katıldılar.



Tanınmış şefler Ihor Mezentsev ve Yevhen Klopotenko, Ukrayna ruhunu yansıtan Ukrayna ulusal yemeği pançar çorbası borch sunmadan önce Gastronomi Turizm Derneği (GTD) Başkanı  Gürkan Boztepe ve Ukrayna Devlet Turizm Geliştirme Ajansı başkanı Maryana Oleskiv, Türkiye Büyükelçisi Vasyl Bodnar açılış konuşması yaptılar. 


Gastronomi Turizm Derneği (GTD) Başkanı  Gürkan Boztepe Kültürel olarak gastronomi, duygusal mesajları iletmek için paha biçilmez bir araç olduğu anlamındaki konuşmasıyla Ukrayna’ya Türk mutfağını tanıtmak, komşu ülke mutfağını tanımak için ziyaretlerde bulunduğunu ifade etdi.


Gerçekdende, Uluslararası ilişkiler tabağı dostluğun inceliğini sağlayabilen esnek ve ılımlı ülke halkını sembolize eder. Ülkeyi çok kültürlü, demokratik, ılımlı, hoşgörülü ve çeşitliliğe saygılı olarak tasvir eden kültürel diplomasinin yeni anlatısı, gastrodiplomasi bir referans haline geldiği günümüzde etkinliğin önemine dikkat çekdi.  



Ukrayna Devlet Turizm Geliştirme Ajansı Başkanı Maryana Oleskiv Pancar çorba borsch'un ilk tarihseli 1584 yılına kadar uzandığını ve yüzyıllar boyunca tarifinin sürekli değiştiğini söyledi. 


Oleskiv “Özellikle, borsch başlangıçta şimdiki kadar çok ürün içermiyordu, ancak pancar her zaman temeli oldu.Her bölgenin kendine özel pancar çorbası tarifi var. Örneğin, güneyde Odessa bölgesinde balıklı borsch yaparlar, batıda mantar eklerler. Her ailenin kendi özel pancar çorbası tarifi de vardı, ”dedi  

Ayrıca Oleskiv, tarihsel olarak Ukrayna ulusal mutfağının temeli Borch çorbasının genel Sovyet mutfağına asimile edilmeye çalışıldığını, Ukrayna yemeği olduğu gerçeği UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne alındığını hatırlatdı. 

Türkiye Büyükelçisi Vasyl Bodnar iki ülkenin dostluğunu, kültürlerin tanınmasıyla dahada pekleşeceğini ima eden konuşma yaptı. Ukrayana sebze ve meyvelerin sembolü niteliğinde motifli tabağı GTD Başkanı Gürkan Boztepe’ye takdim etdiler.GTD Başkanı Gürkan Boztepe GTD logolu zeytinyağı ve zeytinyağlı yaprak sarma konservesini Ukrayna Devlet Turizm Geliştirme Ajansı Başkanı Maryana Oleskiv’e hediye etdi.

Dr Ender Saraç Borch çorba muhteviyatındaki sebzelerin vitamin değerlerini sağlıklı yaşam için önemlerini vurguladı. Lezzeti kadar sağlıklı yemek olduğunun altını çizdi.

Etkinliğin evsahibi Serkan Döner Restaurant sahibi Serkan usta, döner etin hayvanın en uygun yerinden seçimini yaptıklarını, marine edilmediğini, dolgu malzeme kıyma kullanmadıklarını, kare biçiminde odun kömürü gibi en uygun pişirme tekniklerini uyguladıklarını, tüm dünyaya dönerin zevkini tatdıracaklarını söyledi.



Pancar çorbasının hazırlanışı Ukraynalı şef, mutfak uzmanı Ihor Mezentsev tarafından gösterildi. "Doğu Ukrayna'dan geliyorum ve orada mantarsız borsch pişiriyoruz. Füme armut ile pancar çorbası yapıyoruz. Et suyu, sözde füme olan armutlarda pişirilir. siyah füme odalardan armutlar çok siyah çıkıyor. Mesela her gün pancar çorbası yiyebilirim, tüm öğünlerimin yerini alabilir ”dedi 

Mezentsev.“İki tip çorbayı seven içen insan vardır: bir gün sonra pancar çorbası sevenler ve lahana çıtır çıtır olsun diye hemen içen ve sevenler. Bugün lahana taze olarak kalan pancar çorbası tadacağız," açıklamada bulundu

Sisli hava muhalefeti sebebinden ertelen uçuş nedeniyle etkinliğe geç gelen Yevhen Klopotenko yanında getirdiği propolisle karışık olarak arı kurularını, füme armutları, esmer buğfayı, çavdarı tanıtdı. 

Etkinlik sonrasında iki ünlü şef yine ünlü Döner ustası Serkan Usta döner tezgahında döner kesmeleri katılımcılara keyifli anlar yaşattılar.

Ukrayna Turizm Geliştirme Devlet Ajansı Başkanı Mariana Oleskıv ile Büyükelçliği Diplomat Olena Lytvynenko tercüme yardımıyla yaptığımız söyleşide; Türkiye'nin  Ukrayna mutfağıyla tanışmasıyla birlikde Ukrayna'yı ziyaret edecek Türklerin çok zengin tarihsel kültürel varlıkların, değerli ören yerleri olduğunu, Ukrayna müzeleriyle, sanatsal gösterimleriyle, doğasıyla, Ukrayna mutfağının tadını çıkarma fırsatı bulacaklarını söyledi.

yilmazparlar@yahoo.com

 

22 Ağustos 2021 Pazar

Osmanlı Köşesi-Osmanlı Saray Mutfağı-Yılmaz parlar

 Osmanlı Saray Mutfağı

“Restaurant”ın Aynası Misafirleridir.

Son yıllarda, neredeyse yok olan, “Osmanlı Saray Mutfağını” dolayısıyla Türkiye Gastronomisini Küresel çapta tanıtmaya kendini adayan, Sultan Köşesi Restaurant ve Hotel sahibi turizmci, araştırmacı yazar, gazeteci Recep İncecik 

“Osmanlı Saray Mutfağı” hakkında derya bilgilerle donanımlı.

Turizm Promoteri.    



Recep İncecik, güçlü ve eşsiz  “Osmanlı Saray Mutfak” kitapları koleksiyonundan yola çıkarak benzersiz özel yemek tariflerini yıllarca deneyimlemiş gerçek lezzet ölçü birimlerine ulaşmış, yerli ve yabancı misafirlere bu zengin mutfağı tanıtma misyonunu üstlenmiş, eğitimi dışında çocukluğundan günümüze mutfakda büyüyen bir gastronomi, turizm promoteri.    

Yabancı turistlerin göz bebeği Sultanahmet imajını ve ününü zenginleştiren bir dizi eylemlere bağlantılı olan Osmanlı Kültürünü ön plana çıkaran SultanAhmet Küçük Ayasofya caddesi No 6 adresde bulunan mekanında başda kendisi olmak üzere yetenekli şefleriyle, Osmanlı mutfak geleneğini modern gastronomik konseptlerle güncelleştiriyor.

Dünyada yegane çok zengin mutfak özelliğine sahip

Osmanlı Saray Mutfağı; Osmanlı İmparatorluğu yüzyıllar boyunca devasa coğrafyaya hükmetmiş, birçok milletin kültürlerini sentez yaparak zaman içinde kendine özgü damak tadına uygun lezzet yaratmış.

Birkaç farklı binalarda kubbelerin içinde yaklaşık 300 uzmanlaşmış  mutfak personeli bulunduran, Osmanlı Sarayı, Dünyada yegane çok zengin mutfak özelliğine sahip olmuş. 



İyi yemek iyi malzemeden oluşur

Osmanlı Gastronomi, iyi yiyecek ve içecek sunulandan çok daha fazlasıdır. Yemeğin hazırlanması, kimyası, sindirimi, insan vücudu üzerindeki psikolojik etkisi, seçimler, gelenekler, tercihler, alışkanlıkları, gıda maddelerinin üretimi, bunları üretmek için kullanılan araçlar, gıdaların işlenmesi, depolama ve taşıma işlemleri ile ilgilidir. 


Sultan Köşesi iyi yemek iyi malzemeden oluşur doktiriniyle mevsimlere göre bile değişen lojistiğini bu mantıkla gerçekleştiriyor. 


Gastro-turistik ürün ve hizmetlerin sunumunda kalite çeşitli girişimlerin deneyim ve teknik bilgilerini en iyi  kullanan,güçlü bir mutfak kimliğine sahip “Osmanlı Köşesi” yalnızca yiyecek ve içeceğe değil, aynı zamanda yiyecek ve içecekle ilgili diğer ilginç bilgilere dayanmasıdır.


Milletlerin ve medeniyetlerin gelişmişlik düzeyini gösteren maddi unsurlardan birisi yemek kültürüdür.


Osmanlı aşçılık sırları saklandıklarından ölçümleri pişirme aşamaları bulunmadığından “Yıllarca denedik.” diyen Recep İncecik ile yaptığımız söyleşide ; 

İncecik “Milletlerin ve medeniyetlerin gelişmişlik düzeyini gösteren maddi unsurlardan birisi yemek kültürüdür. Milletlerin tarih boyunca doğayla girdikleri etkileşim sonrasında tecrübeyle oluşturdukları bu yemek kültürü onların damak zevkini, zerâfetini ve beslenme alışkanlıklarını yansıtmaktadır.

Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şâhâne hocalarından Mehmed Kâmil’in (ö. 1844'ten sonra) yazdığı ve 1844’te taşbaskı halinde yayınlanan ilk yemek kitabı olan Melceü’t-Tabbâhîn; çorbalar, kebaplar, et yemekleri, külbastılar, yahniler, köfteler, pilakiler, börekler, sıcak ve soğuk tatlılar, zeytinyağlılar, pilavlar, hoşaflar, şuruplar vs. olmak üzere on iki fasıldan oluşmaktadır. İstanbul’daki kadın ve erkek aşçıların temcit makarnası gibi eski yemeklerden başka yemek pişirmediklerini, masrafların da çok yüksek olduğunu gözlemleyen Mehmed Kâmil; eski yemek risalelerini inceleyerek nadir ve lezzetli yemeklerin gereksiz kısımlarını çıkartmış, eserin derkenarına salata, turşu, tarator gibi meze türünden yiyecekler eklemiş ve eserine aşçıların sığınağı anlamına gelen bir isim vermiştir.” Açıklamalarda bulundu



Mekanın ambiansını yaratan şey tanımlanamaz, ancak önemli bir faktördür.


Dışarıda yemek yemenin eğlencesinin bir kısmı, yemek arkadaşlarınızla etkileşim İletişim, tanışma, İş toplantısı, müzakereler, tarihi romantik akşam yemeğini lezzetli ve uygun fiyatla yemek, hoş bir atmosferden zevk almak.

Mekanın ambiansını yaratan şey tanımlanamaz, ancak önemli bir faktördür.

Servis önemli bir konu. İyi hizmet, bilinçli değildir, telaşsızdır ve uygun şekilde özenlidir.  Güler yüzlü hizmetdir.

Restaurantın konumuna bağlı olarak spazmodik bir doluluk oranı vardır, bu nedenle katılımın doruk noktasında dahi masa sıkıntısı çekmeyecek kapasitede olmasıdır.

Kuruluş tüm bunları organize edebileceğini gösteriyor. Şef Sadık Yüzeyil, unlu mamullerde eşsiz duayen kendisini çok lezzetli özel pidesini hazırlarken, fırın önünde görüntüledik.

Güleryüzlü garsonların hizmeti yemek şovları tüm yabancı misafirleri adeta büyülüyor.

Dileğimiz Recep İncecik danışmanlığında bu mutfağın çoğalması Türkiye’ye gelen turistlerin unutamıyacağı lezzeti tatmalarıdır.

yilmazparlar@yahoo.com

2 Temmuz 2021 Cuma

GastroShow 2021-Yılmaz Parlar

  GastroShow Misyonu 

Türkiye Gastronomisini Küresel çapta tanıtmaya kendini adayan, Yönetim Kurul Başkanlığını Gürkan Boztepe’nin yaptığı Gastronomi Turizmi Derneği  ( GTD ) tarafından 28-30 Haziran 2021 tarihleri arasında  İstanbul Kongre merkezi açık alanda düzenlenen Gastro Show gerek oturumlarla, gerek konferans gerekse atölye çalışmalarıyla yine çok yararlı etkinliğe imza attı. 




ACE of MICE Exibition ile birlikde Gastro Show, turizm profesyonellerini, duayenlerini, siyaset iş dünyasını, akedemisyenleri, örgüt başkanlarını ve temsilcilerini buluşturdu. Çok sayıda oturumlar gerçekleşti.  

Şehirlerin markalaşmasında gastronomi turizmin önemi, Doğa ve sürdürebilirlik, sağlıklı, lezzet, yerel, İzmir mutfağının tarihsel kökenleri, kadın emeği ve İzmir konuşuyor,iş dünyası unesco coğrafi işaret, star şefler vs. gibi konularda Gastronomi turizmin tüm ayrıntıları mercek altına alındı.  Pek çok oturumun moderatörlüğünü Gastronomi Turizmi Derneği  ( GTD ) Başkanı Gürkan Boztepe üstlendi.


Sağlıklı, lezzetli, yerel oturumunda; TÜRSAB Gastronomi Turizmi İhtisas Komitesi Başkanı Ömer Kartın moderatörüğünde Mine Ataman, Turkish Coffe Lady Türk Kahvesi yatırımcısı Gizem Şalcıgil White, Bursa GTD temsilcisi ve YK üyesi Ramazan Başan, duayen peynir üreticisi uzman İlhan Koçulu konuşmacıydılar.

Bursa gastronomi merkezi olması yolunda yoğun çapa sarfeden Ramazan Başan moderatör Ömer Kartın tarafından sorulan soruya , Her şeyden önce bir tarım kenti olan muhteşem Uludağ Dağı eteklerinde yer alan ve Uludağ'dan akan suların suladığı bereketli çok verimli topraklar üzerindeki Yeşil Bursa, birçok kimliğe sahip nadir şehirlerimizden biri olarak sanayi kadar, tarih, kültür ve turizm açısından da değerli olduğunu söyledi. Turizmin iş ve zenginlik yaratma, sürdürülebilir kalkınmaya katkıda bulunma ve altyapı sağlama potansiyeli düşünüldüğünde seyahat ve turizm, doğrudan ve dolaylı olarak, büyük bir GSYİH yüzdesini ve dünya ekonomisinde büyümeye devam etmesi, çok sayıda iş yaratması, ve parlayan yıldız gastronominin Bursa şehrinde istenilen hedeflere gelebilmek için çalışmalarına soluksuz devam etdikleri projelerin olduğu açıkladı.  



Gastronominin sadece turist deneyiminin önemli bir parçasını oluşturduğu için değil, aynı zamanda postmodern toplumlarda güçlü bir kimlik kaynağı haline gelir.

Sevgiyle yaptığı ekmeğiyle yoluna devam eden,  Mine Ataman Bread" kurucusu, yaratıcı içerikler geliştiren Mine Ataman, geliştirdiği inovatif  projeleri, geleceğin konsept ve ürünleri hakkında bilgiler paylaştı.

Ekşi Mayalı ekmek alanında kendi markasını ve unlu mamuller marka danışmanlığı altyapısını oluşturan Mine Ataman, ekmek ve kültürü ekmek israfı konularında çalışmaları hakkında açıklamalarda bulundu. 10 bin yıllık Anadolu uygarlıklarında başak yer alarak buğdayın ekmeğin Dünyaya yayılmasından söz etdi.



2012 yılından beri Türk kahvesi kamyonuyla dünyayı şehir şehir dolaşan Gizem Şalcıgil White, Lokumu, kahveyi, Türk sohbetliğini dostluğu dünyaya tanıtıyor. 

%100 Arabica çekirdeklerinin haricinde, Columbian ve Guatemala lezzetlerini taşıyan özel harman. Turkish Coffee Lady, Türk kahvesinin yurtdışında bir markaya dönüşmesinin önemi vurgulandı. 

Bir grup gönüllü arkadaşı ve Kurukahveci Mehmet Efendi’nin desteği ile 2012 yılında başlattığı kar amacı gütmeyen ‘Gezici Türk Kahvesi Evi (Turkish Coffee Truck) ile Amerika’ya ve diğer ülkelere tanıtan Gizem Şalcıgil White, Amerika’da günde 400 milyon bardak kahve tüketildiği halde Türklerin tüm dünyaya kahve kültürünü yaydığını bilinmediğini söyledi.  




White, son yıllarda gurme kahve trendinin artması ile Turkish Coffee Lady girişimini 2017 yılında başlattığı ve Turkish Coffee Lady, Türk kahvesi sohbetleriyle toplumları birbirine yakınlaştırmayı amaçladığı, bilgileri paylaştı.

Peynir üreticisi uzman İlhan koçulu peynirin ilgisizliğinden çok dertli “Kars Kaşarına coğrafi işareti 2015 yılında aldık. Kars ve Ardahan eski kaşar peyniri coğrafi işaret öncesinde %80 gibi yüksek oranlarda eylül-ocak ayları arasında tercih edilen bir peynirdi. Coğrafi işaret ile birlikte mera sütünden gelen farklılığıyla Kars Kaşarının beslenmedeki önemi tüketiciler tarafından daha iyi fark edildi. Üreticiler de mera sütünün elde edildiği mayıs-ağustos arası dönemdeki üretime daha çok önem verdiler”




 Biz Fransa merkezli kurulan bir dernek olan daha sonra uluslararası bir ağa dönüşen TAMADI Dayanışmacı Seyahat Ağı’nın bir parçasıyız. Son 3 yıldır bu ağın Yönetim Kurulunda yer alıyoruz. 2009 yılında TAMADI bünyesinde başlattığımız dayanışmacı yolculuk teması Boğatepe’de bizim turizme yaklaşımımızı da şekillendirdi diyebilirim. Kısaca anlatmak gerekirse bu seyahatler gezilmek istenen yerde yaşayan insanların kendi örgütlenmelerini önceliklendiriyor ve gezginlerin yerel dernekler gibi örgütlerle işbirlikleri içinde seyahat etmelerini sağlıyor. Gelen misafirlerin programı tamamen dernek tarafından tasarlanıyor, dernekteki köylüler yerellerini en iyi anlatabilecek faaliyetleri programa koyuyor. Gezginler Türkiye’ye geldiklerinde uçak yerine trenle Kars’a ulaşıyorlar. Kars’ta da mümkün olduğunca toplu taşıma araçlarını ya da yerelde yaşayan insanların kullandıkları araçları kullanıyorlar.” Olumlu marka yaratmak için bigiler paylaştı.

Yiyecek - ve böylece gastronomi - her zaman turizmin bir parçası olmuştur. Dahası, turizm harcamalarının üçte birini temsil ettiği için önemli bir bölümünü oluşturur  

Seyahat ve turizmin çevrenin korunması ve iyileştirilmesi ve yerel çeşitlilik ve kültürün korunması için bir katalizör görevi gördüğü, sayısız iyi örnekleri var olduğu gerçeğiyle Bu tür fuarların ve buna benzer panellerin önemi inkar edilemez. 

Gastronomi Turizm derneğinin bu olağanüstü faaliyetini takdir ediyoruz.


yilmazparlar@yahoo.com


19 Kasım 2020 Perşembe

Kovandan Sofraya Arıcılık ve Arı Ürünleri Sempozyumu

  Bal Gibi Sempozyum

Tarımın dayandığı canlı ekosistemlerin korunmasında kilit rol oynayan, tarım ve bahçecilik endüstrilerin kıvılcımı arıcılık sempozyuma katılımın rekor düzeyde olması, insanların daha sağlıklı, doğal sağlık ürünleriyle refah arzusunda olduğunu doğruluyor. 


Yüksek katılım ile gerçekleşen “Kovandan Sofraya Arıcılık ve Arı Ürünleri” Sempozyumu; Başkanlığını Celal Toprak’ın ( EGD Ekonomi Gazeteciler Derneği Başkanı) yaptığı Güvenilir Ürün Platformu,Türkiye Arıcılar Birliği ile birlikde Aslı Elif Tanuğur Samancı’nın kurucularından olduğu BEE’O desteği ile düzenlendi. 

Sempozyumun İncisi Türkiye Arıcılar Birliği Başkanı Ziya Şahin’in gündemle örtüşük olan sözüydü. “Arıcılık sektöründe Corana’ya yakalanan yok” Pandemi sürecinde; Bal, propolis başda olmak üzere arı ürünlerin bağışıklık sisteme getirdiği olağanüstü yararını vurguladı.. 

Sempozyumun ana moderatörü Celal Toprak Yaşamlarımız, gıda ve beslenme güvenliğimiz, çevremiz ve evrimimiz için temel olduğu, önemini vurgulamak için bu sempozyumun  fırsat olduğunun altını çizdi.

Arılarla ilgili geleneksel yerli bilginin rolü ve arıcılardan arı tüketicilerine geçiş ve hatta geleneksel tıp ve arılar sayesinde daha geniş ürün ve hizmet çeşitliliği, kamuya açılan pencere olarak, Basınıda ilgilendirdiğini bu konuda kendi payımıza düşen hizmeti, desteği vereceğimizi söyledi. 

Türkiye’de arıcılığın durumu ve mevzuatlar, dünyadaki gelişmeler ayrıca Anadolu arı ürünlerinin farkı ana başlıkların ele alındığı sempozyumda. 


Akademik çevrelere yaptığı desteklerler ile bilinen BEE’O Kurucusu ve Genel Müdürü Aslı Elif Tanuğur Samancı kapsamlı bir sunu yaptı. 


Arı ürünlerin globalde 3 trilyon dolarlık bir pazardan pay aldığını, Sekiz milyon arı kovanımız ve 70 bin arıcımızın olduğunu söyleyen Aslı Elif Tanuğur Samancı, Dünya’da arıcılık ve arı ürünleri anlamında çok önemli bir potansiyele sahib olduğumuzu, Arı ürünleri özellikle propolis önümüzdeki yıllarda hem talebi hem de tüketimi artacak doğal ürünler olacağını belirtdi.


Aslı Elif Tanuğur Samancı, “Yerli üretim ve ihracat yapan firmalara teşvikler var, bunlar daha da arttırılmalı. Dünya’nın ikinci arıcılık ülkesi olarak arı sütü, propolis, polen gibi katma değerli arı ürünlerinin standardı ülkemiz tarafından hazırlanmalı ve dünyaya örnek teşkil edecek şekilde sunulmalı. Bu konuda, ülkemizde yeterli kalitede ürün, donanımlı akademisyenler, yeterli alt yapıya sahip kamu kurumları, firmalar ve eğitimli arıcılarımız mevcut. Hep birlikte el birliği ile Anadolu ürünlerini Dünya markası yapmak için çalışmalıyız. Bu konuyu bir devlet politikası ve stratejisi olarak ele almalıyız.”şeklinde konuşmasını slaytlarla destekledi.

Yurtiçi ve yurtdışından 2000’in üzerinde kişinin katıldığı webinarda BEE’O ve Uluslararası Apiterapi Federasyonu Başkanı Ali Timuçin Atayoğlu, Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Nevzat Artık, Türkiye Arıcılar Birliği (TAB) Genel Başkanı Ziya Şahin, Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda Kontrol Genel Müdür Yardımcısı Selman Ayaz konuşmalarında;

Ar-Ge çalışmaları yapılması gerektiğini, Endemik bitkilerde dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olarak, doğal ürünlerimizi insanlarımızla buluşturmanın şart olduğunu, arı ürünlerinde kodeks çalışmalarının çok hızlı ilerlediğini, ilgili bakanlığın sahte bal başta olmak üzere hileli ürünlere açılan savaşları ve daha pek çok konuyu işlediler.     

Tüm gün süren sempozyumdan çıkardığımız özet anlayış; Arıcılık yeşil hareket olarak doğaya dönüşü, arıların biyolojisi ve balın kalitesinin artırılması, tamamlayıcı veya alternatif tıbbın ve hatta kendi kendine ilaç tedavisinin hasta için öneminin bilinci, üretilen birçok bitkisel ürün veya madde insan organizması için iyileştirici niteliklere sahip oluşu, apiterapinin yardımcı ilaçlarla iyileştirmede uygulanan tıp dallarından biri olduğu, ıslah stokları için hibrit tohumları elde etmemize yardımcı olan arılar olduğunu, yüzyıllar boyunca, arıcılık, kırsal ve yerli toplulukların geçim kaynaklarına katkıda bulunduğunu, önemli sosyal, ekonomik ve çevresel faydalar sağladığını, geçim kaynağından ziyade bir yaşam tarzı olduğunu. Arıların, tozlaşmada ve tarımsal ürünlerin verimini ve kalitesini artırmada hayati bir rol oynadığını,öğrenmiş olduk. 

Gerçekdende, Arıcılık, tarımsal üretimin, gıda güvenliğinin ve çevrenin iyileştirilmesine yardımcı olurlar. Biyolojik çeşitliliği için çok önemli olan arılar insana yakışır işlerin ve gelirlerin önemli bir kaynağıdır.


yilmazparlar@yahoo.com


16 Eylül 2020 Çarşamba

Sri Lanka Yiyecek Festivali

 Sri Lanka Yiyecek Festivali


Sri Lanka Bağımsızlık Günü (Ulusal Gün) kapsamında Ankara Elçisi Mohamed Rizvi Hassen ev sahipliğinde 8 Şubat 2020 Cumartesi akşamı, Galata Anemon Hotelde tüm ay sürecek etkinliklerden Food Festival (Yiyecek Festivali)in  galası gerçekleşti.




Sri Lanka Bağımsızlığının 72. Yıl Kutlamaları galasına, Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı, Türkiye’deki Fahri konsoloslar; Beşir uğur, Anemon Hotel direktörü oğuz Akçura, Ahmet Yıldız, Aday Alp Türkyılmaz, Katar Havayolları Türkiye satış müdürü Evren Ökmen, Ekonomi Gazeteciler Derneği (EGD) Başkanı Celal Toprak, Mili Futbolcu Ümit Karan, QNB Turizm sahibleri İş Kadını Nazan Bayrambey, Kübra Bayrambey, Akademisyen Doç Dr. Nur  Ündey Kalpakoğlu başdda olmak üzere pek çok Ülke konsolos ve temsilcileri iş adamları katıldılar.




Gece Bereket refah ilham eden kandil lambası geleneğindeki mumların protokol tarafından yakılmasıyla başladı.


Yağ lambası Sri Lanka kültürünün ve yaşamının kalbine ve ruhuna çağlar boyunca   ışıltısını dokundu. Fiziksel ve ruhsal bir ışık kaynağı olan adada inanç, umut ve refah için bir kandil yakma geleneği nesiller boyu devam ediyor. Eski gelenekleri onurlandıran  en üste sembolik horoz şeklindeki pirinç lambaderdeki mumlardan çıkan titrek parlaklık bilgelik, umut ve yeni başlangıçları simgeliyor. Çevredeki kasvetleri ortadan kaldırıyor inancını taşıyor.


1505'te Portekizlilerin başlattığı, Hollandalıların ve İngilizlerin devam ettirdiği 443 yıllık işgalin ardından 4 Şubat 1948'de bağımsızlığını kazanan Sri Lanka'nın bağımsız gün kutlama gecesinde Ankara Elçisi Mohamed Rizvi Hassen yaptığı konuşmasında


Tarihe dayalı köklü ilişkilerimizin olduğunu, Sri Lanka'nın bağımsızlığını kazanmasından ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan çok önce, Osmanlı Sultan II. Abdülhamit döneminde 1864'te başkent Kolombo'da bir fahri konsolosluk var olduğunu söyledi.




İki Ülke tarihsel ilişkileri; Osmanlı Devleti’nin ilk Fahri Konsolos olarak atamasıyla başlamıştır.


Sultan II. Abdülhamit tarafından Japonya’ya gönderilen Osman Paşa komutasındaki Ertuğrul Firkateyni, o zamanki adıyla Seylan’ın batısında bulunan Kolombo da dahil pek çok Asya limanını ziyaret etmiştir. Kolombo’ya 1 Kasım 1889 tarihinde varan ve beş gün süreyle Kolombo limanında demirleyen Ertuğrul’da bulunan mürettebat yerli halkla iyi ilişkiler geliştirmiş, Ertuğrul Firkateynini Kolombo’da bulunduğu sırada 200.000’den fazla insan ziyaret etmiştir.




 4 Şubat 1948 yılında, o zamanki adıyla Seylan’ın (1972 yılı itibariyle Sri Lanka) bağımsızlığını kazanmasının ardından Türkiye Cumhuriyeti’nin Yeni Delhi’deki Büyükelçiliği Sri Lanka’ya, Sri Lanka’nın ilk olarak Kahire'de bulunan Büyükelçiliği daha sonra ise Tel Aviv’de bulunan Büyükelçiliği Sri Lanka’nın Ankara’daki Büyükelçiliği 2012 yılında, Türkiye Cumhuriyeti’nin Kolombo’daki Büyükelçiliği ise 2013 yılında faaliyete başlamıştır.

İki Ülke ekonomi, kültür gibi alanlarda birlikte çalışmanın ticari hacimlerinin geliştirmenin önemine atıf yaparak Türkiye ile Sri Lanka arasındaki en önemli ortak noktaları çay üretimi ve tüketimi ortak projeler olabileceğini söyledi.




 Çay üretimde Sri Lanka dünyada 4'üncü, Türkiye ise 5'inci sırada yer alıyor


Yaklaşık 200 milyon dolar olan ikili ticaret hacminin 2020 yılına kadar 500 milyon dolara çıkarılması hedefini ve buna ulaşmak   tüketiminde dünyanın ilk sırasında yer alan Türkiye'nin seylan çayını almalarını Türk İnşaat firmaların Sri Lanka’da faliyet göstermeleriyle yakalabileceği çnceki ekonomi toplantılarda dile gelmişti.




 Elçi Hassen ada ülkesi olduklarından, çeşitli ülke mutfak kültürlerinden beslendiklerini ima ederek ki  bunlar;  Portekiz, Hint, İngiliz, Malezya, Türk mutfağı gibi birçok kültürün etkisi olabilir. 

Yemeklerin baharatlı ama sağlıklı, enerji veren yiyecekler olduğunu söyledi Sri Lanka Hilton otelden özel gelen Şefler önderliğinde EGD Başkanı Celal Toprak ve Mohamed Rizvi Hassen birlikde nasyonel yemek hazırladılar. Konuklara ikram edildi.

Etkinlikte, çeşit çeşit baharatların teşhir edildiği masa, ülkenin“baharat adası” olarak tanımlanabileceğini yansıtıyor.


QNB Turizm sahibi Nazan Bayrambey ile Sri Lanka ve Türkiye Turizmi hakkında yaptığımız sohbetde verimli olduğunu ancak istenen arzu edilen seviyelerde olmadığını söyledi. Daha çok tanıtıma ihtiyaç olduğunu belirtdi.


Yaklaşık 21 milyon nüfusa sahip ülke son yıllarda istikrarlı büyüyen bir ekonomiye sahip. Sri Lanka'nın, Hindistan ve Pakistan ile serbest ticaret anlaşmaları bulunmaktadır. Çin, Singapur ve Güney Asya ülkeleriyle ticaret anlaşmaları planlayan ülkenin Türk firmaları için önemli fırsatlar ve avantajlar olduğu muhakkakdır.


yilmazparlar@yahoo.com



 

 
 

2024-Çek Food Festivali-Yılmaz Parlar

Çek Tatların Buluşması Çek Cumhuriyeti İstanbul Konsolosluğu, “Czech Food Festival” adıyla Lezzet Dolu Bir Şölene Ev Sahipliği Yaptı, Slovak...