19 Kasım 2020 Perşembe

Kovandan Sofraya Arıcılık ve Arı Ürünleri Sempozyumu

  Bal Gibi Sempozyum

Tarımın dayandığı canlı ekosistemlerin korunmasında kilit rol oynayan, tarım ve bahçecilik endüstrilerin kıvılcımı arıcılık sempozyuma katılımın rekor düzeyde olması, insanların daha sağlıklı, doğal sağlık ürünleriyle refah arzusunda olduğunu doğruluyor. 


Yüksek katılım ile gerçekleşen “Kovandan Sofraya Arıcılık ve Arı Ürünleri” Sempozyumu; Başkanlığını Celal Toprak’ın ( EGD Ekonomi Gazeteciler Derneği Başkanı) yaptığı Güvenilir Ürün Platformu,Türkiye Arıcılar Birliği ile birlikde Aslı Elif Tanuğur Samancı’nın kurucularından olduğu BEE’O desteği ile düzenlendi. 

Sempozyumun İncisi Türkiye Arıcılar Birliği Başkanı Ziya Şahin’in gündemle örtüşük olan sözüydü. “Arıcılık sektöründe Corana’ya yakalanan yok” Pandemi sürecinde; Bal, propolis başda olmak üzere arı ürünlerin bağışıklık sisteme getirdiği olağanüstü yararını vurguladı.. 

Sempozyumun ana moderatörü Celal Toprak Yaşamlarımız, gıda ve beslenme güvenliğimiz, çevremiz ve evrimimiz için temel olduğu, önemini vurgulamak için bu sempozyumun  fırsat olduğunun altını çizdi.

Arılarla ilgili geleneksel yerli bilginin rolü ve arıcılardan arı tüketicilerine geçiş ve hatta geleneksel tıp ve arılar sayesinde daha geniş ürün ve hizmet çeşitliliği, kamuya açılan pencere olarak, Basınıda ilgilendirdiğini bu konuda kendi payımıza düşen hizmeti, desteği vereceğimizi söyledi. 

Türkiye’de arıcılığın durumu ve mevzuatlar, dünyadaki gelişmeler ayrıca Anadolu arı ürünlerinin farkı ana başlıkların ele alındığı sempozyumda. 


Akademik çevrelere yaptığı desteklerler ile bilinen BEE’O Kurucusu ve Genel Müdürü Aslı Elif Tanuğur Samancı kapsamlı bir sunu yaptı. 


Arı ürünlerin globalde 3 trilyon dolarlık bir pazardan pay aldığını, Sekiz milyon arı kovanımız ve 70 bin arıcımızın olduğunu söyleyen Aslı Elif Tanuğur Samancı, Dünya’da arıcılık ve arı ürünleri anlamında çok önemli bir potansiyele sahib olduğumuzu, Arı ürünleri özellikle propolis önümüzdeki yıllarda hem talebi hem de tüketimi artacak doğal ürünler olacağını belirtdi.


Aslı Elif Tanuğur Samancı, “Yerli üretim ve ihracat yapan firmalara teşvikler var, bunlar daha da arttırılmalı. Dünya’nın ikinci arıcılık ülkesi olarak arı sütü, propolis, polen gibi katma değerli arı ürünlerinin standardı ülkemiz tarafından hazırlanmalı ve dünyaya örnek teşkil edecek şekilde sunulmalı. Bu konuda, ülkemizde yeterli kalitede ürün, donanımlı akademisyenler, yeterli alt yapıya sahip kamu kurumları, firmalar ve eğitimli arıcılarımız mevcut. Hep birlikte el birliği ile Anadolu ürünlerini Dünya markası yapmak için çalışmalıyız. Bu konuyu bir devlet politikası ve stratejisi olarak ele almalıyız.”şeklinde konuşmasını slaytlarla destekledi.

Yurtiçi ve yurtdışından 2000’in üzerinde kişinin katıldığı webinarda BEE’O ve Uluslararası Apiterapi Federasyonu Başkanı Ali Timuçin Atayoğlu, Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Nevzat Artık, Türkiye Arıcılar Birliği (TAB) Genel Başkanı Ziya Şahin, Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda Kontrol Genel Müdür Yardımcısı Selman Ayaz konuşmalarında;

Ar-Ge çalışmaları yapılması gerektiğini, Endemik bitkilerde dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olarak, doğal ürünlerimizi insanlarımızla buluşturmanın şart olduğunu, arı ürünlerinde kodeks çalışmalarının çok hızlı ilerlediğini, ilgili bakanlığın sahte bal başta olmak üzere hileli ürünlere açılan savaşları ve daha pek çok konuyu işlediler.     

Tüm gün süren sempozyumdan çıkardığımız özet anlayış; Arıcılık yeşil hareket olarak doğaya dönüşü, arıların biyolojisi ve balın kalitesinin artırılması, tamamlayıcı veya alternatif tıbbın ve hatta kendi kendine ilaç tedavisinin hasta için öneminin bilinci, üretilen birçok bitkisel ürün veya madde insan organizması için iyileştirici niteliklere sahip oluşu, apiterapinin yardımcı ilaçlarla iyileştirmede uygulanan tıp dallarından biri olduğu, ıslah stokları için hibrit tohumları elde etmemize yardımcı olan arılar olduğunu, yüzyıllar boyunca, arıcılık, kırsal ve yerli toplulukların geçim kaynaklarına katkıda bulunduğunu, önemli sosyal, ekonomik ve çevresel faydalar sağladığını, geçim kaynağından ziyade bir yaşam tarzı olduğunu. Arıların, tozlaşmada ve tarımsal ürünlerin verimini ve kalitesini artırmada hayati bir rol oynadığını,öğrenmiş olduk. 

Gerçekdende, Arıcılık, tarımsal üretimin, gıda güvenliğinin ve çevrenin iyileştirilmesine yardımcı olurlar. Biyolojik çeşitliliği için çok önemli olan arılar insana yakışır işlerin ve gelirlerin önemli bir kaynağıdır.


yilmazparlar@yahoo.com


16 Eylül 2020 Çarşamba

Sri Lanka Yiyecek Festivali

 Sri Lanka Yiyecek Festivali


Sri Lanka Bağımsızlık Günü (Ulusal Gün) kapsamında Ankara Elçisi Mohamed Rizvi Hassen ev sahipliğinde 8 Şubat 2020 Cumartesi akşamı, Galata Anemon Hotelde tüm ay sürecek etkinliklerden Food Festival (Yiyecek Festivali)in  galası gerçekleşti.




Sri Lanka Bağımsızlığının 72. Yıl Kutlamaları galasına, Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı, Türkiye’deki Fahri konsoloslar; Beşir uğur, Anemon Hotel direktörü oğuz Akçura, Ahmet Yıldız, Aday Alp Türkyılmaz, Katar Havayolları Türkiye satış müdürü Evren Ökmen, Ekonomi Gazeteciler Derneği (EGD) Başkanı Celal Toprak, Mili Futbolcu Ümit Karan, QNB Turizm sahibleri İş Kadını Nazan Bayrambey, Kübra Bayrambey, Akademisyen Doç Dr. Nur  Ündey Kalpakoğlu başdda olmak üzere pek çok Ülke konsolos ve temsilcileri iş adamları katıldılar.




Gece Bereket refah ilham eden kandil lambası geleneğindeki mumların protokol tarafından yakılmasıyla başladı.


Yağ lambası Sri Lanka kültürünün ve yaşamının kalbine ve ruhuna çağlar boyunca   ışıltısını dokundu. Fiziksel ve ruhsal bir ışık kaynağı olan adada inanç, umut ve refah için bir kandil yakma geleneği nesiller boyu devam ediyor. Eski gelenekleri onurlandıran  en üste sembolik horoz şeklindeki pirinç lambaderdeki mumlardan çıkan titrek parlaklık bilgelik, umut ve yeni başlangıçları simgeliyor. Çevredeki kasvetleri ortadan kaldırıyor inancını taşıyor.


1505'te Portekizlilerin başlattığı, Hollandalıların ve İngilizlerin devam ettirdiği 443 yıllık işgalin ardından 4 Şubat 1948'de bağımsızlığını kazanan Sri Lanka'nın bağımsız gün kutlama gecesinde Ankara Elçisi Mohamed Rizvi Hassen yaptığı konuşmasında


Tarihe dayalı köklü ilişkilerimizin olduğunu, Sri Lanka'nın bağımsızlığını kazanmasından ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan çok önce, Osmanlı Sultan II. Abdülhamit döneminde 1864'te başkent Kolombo'da bir fahri konsolosluk var olduğunu söyledi.




İki Ülke tarihsel ilişkileri; Osmanlı Devleti’nin ilk Fahri Konsolos olarak atamasıyla başlamıştır.


Sultan II. Abdülhamit tarafından Japonya’ya gönderilen Osman Paşa komutasındaki Ertuğrul Firkateyni, o zamanki adıyla Seylan’ın batısında bulunan Kolombo da dahil pek çok Asya limanını ziyaret etmiştir. Kolombo’ya 1 Kasım 1889 tarihinde varan ve beş gün süreyle Kolombo limanında demirleyen Ertuğrul’da bulunan mürettebat yerli halkla iyi ilişkiler geliştirmiş, Ertuğrul Firkateynini Kolombo’da bulunduğu sırada 200.000’den fazla insan ziyaret etmiştir.




 4 Şubat 1948 yılında, o zamanki adıyla Seylan’ın (1972 yılı itibariyle Sri Lanka) bağımsızlığını kazanmasının ardından Türkiye Cumhuriyeti’nin Yeni Delhi’deki Büyükelçiliği Sri Lanka’ya, Sri Lanka’nın ilk olarak Kahire'de bulunan Büyükelçiliği daha sonra ise Tel Aviv’de bulunan Büyükelçiliği Sri Lanka’nın Ankara’daki Büyükelçiliği 2012 yılında, Türkiye Cumhuriyeti’nin Kolombo’daki Büyükelçiliği ise 2013 yılında faaliyete başlamıştır.

İki Ülke ekonomi, kültür gibi alanlarda birlikte çalışmanın ticari hacimlerinin geliştirmenin önemine atıf yaparak Türkiye ile Sri Lanka arasındaki en önemli ortak noktaları çay üretimi ve tüketimi ortak projeler olabileceğini söyledi.




 Çay üretimde Sri Lanka dünyada 4'üncü, Türkiye ise 5'inci sırada yer alıyor


Yaklaşık 200 milyon dolar olan ikili ticaret hacminin 2020 yılına kadar 500 milyon dolara çıkarılması hedefini ve buna ulaşmak   tüketiminde dünyanın ilk sırasında yer alan Türkiye'nin seylan çayını almalarını Türk İnşaat firmaların Sri Lanka’da faliyet göstermeleriyle yakalabileceği çnceki ekonomi toplantılarda dile gelmişti.




 Elçi Hassen ada ülkesi olduklarından, çeşitli ülke mutfak kültürlerinden beslendiklerini ima ederek ki  bunlar;  Portekiz, Hint, İngiliz, Malezya, Türk mutfağı gibi birçok kültürün etkisi olabilir. 

Yemeklerin baharatlı ama sağlıklı, enerji veren yiyecekler olduğunu söyledi Sri Lanka Hilton otelden özel gelen Şefler önderliğinde EGD Başkanı Celal Toprak ve Mohamed Rizvi Hassen birlikde nasyonel yemek hazırladılar. Konuklara ikram edildi.

Etkinlikte, çeşit çeşit baharatların teşhir edildiği masa, ülkenin“baharat adası” olarak tanımlanabileceğini yansıtıyor.


QNB Turizm sahibi Nazan Bayrambey ile Sri Lanka ve Türkiye Turizmi hakkında yaptığımız sohbetde verimli olduğunu ancak istenen arzu edilen seviyelerde olmadığını söyledi. Daha çok tanıtıma ihtiyaç olduğunu belirtdi.


Yaklaşık 21 milyon nüfusa sahip ülke son yıllarda istikrarlı büyüyen bir ekonomiye sahip. Sri Lanka'nın, Hindistan ve Pakistan ile serbest ticaret anlaşmaları bulunmaktadır. Çin, Singapur ve Güney Asya ülkeleriyle ticaret anlaşmaları planlayan ülkenin Türk firmaları için önemli fırsatlar ve avantajlar olduğu muhakkakdır.


yilmazparlar@yahoo.com



 

 
 

İstanbulda'ki Afrika-Habesha Restaurant

 İstanbul’daki Afrika


Gastronomi ve Eğlence Turizmi 


Muhteşem Masa, Sağlığa çok yararlı glutensiz yiyecekler, bedeni ruhu çoşturan müzik, kardiyovasküler sistemin verimliliğini, kanın oksijenlenmesini artıran aerobik egzersiz tarzındaki tüm hücrelerin birlikde yaptığı dans.


Yeşilçam sinema oyuncusunun Turizmci oğlu

Türk sinemasının yükünü çeken, Yeşilçam’ın unutulmaz, değerli karakter oyuncularımızdan Kudret Karadağ’ın, Beyoğlu film setlerde büyüyen oğlu Can Korudağ turizme hizmet veriyor.

Tüm hayatının geçdiği Beyoğlu’nun eğlence mekanlarında tecrübe kazanan Can Korudağ, Dünya gecelerindeki en popüler mekanlarda kültürünü canlı dinamik tutarak birikimli değerli turizmci olarak Beyoğlu-Galatasaray’da Habesha Restaurant ile özellikle Amerika, Avrupa ülkeleri başda olmak üzere yabancı turistlerden ülkeye döviz kazandırıyor.


Habesha Restaurant, Afrika'ya binlerce mil seyahat etmeden, size ilk ve tek otantik Etiyopya Mutfağını burada en iyi şekilde sunuyor.


Afrika yemekleri sahnesi Etiyopya mutfağının merkezlerini oluşturuyor ve mükemmel örnekleri arasında unutulmaz tatlar deneyimliyorsunuz.

Tarifler doğruca Anne kalbinden geliyor. Yemeklerin içine sevgi katıyorlar.

Geleneksel olarak, tüm mezeler, payetlerden oluşan yuvarlak bir Etiyopya masası etrafında toplanarak özel dokumalı sepet Mesob içinde yemekleri masa arkadaşlarınızla paylaşmaya imkan veren geniş bir yuvarlak tepside servis ediliyor.


 



Can Korudağ, Etiyopya yemekleri Çoğunlukla komşu kültürlerden ayrı olarak evrimleşmiş olan mutfak. Hem Sahra altı Afrika'da bulunan standart yemeklerden hem de Kuzey Afrika'nın Orta Doğu temellerinden farklı olduğunu söylüyor. 


Can Korudağ’dan aldığımız bilgilere göre Etiyopya'da çeşitli et, tavuk, kuzu, balık ve ithal bitki ve baharatlarla birlikte sebze yemekleri ile en popüler yemekler olarak seçiliyor. Etiyopya yemeklerinin çoğu hem et hem de sebze yemeklerine şaşırtıcı tatlar getiren organik egzotik baharatlarla yavaşça pişirilen bir güveç ve taze pişmiş sote yemekler biçimindedir. Etiyopya yemekleri geleneksel olarak parmaklarla Injera'nın (Etiyopya yassı ekmeği) bir kısmını koparak ve yiyecekler onunla kepçe edilerek yeniyor.


Korudağ “Injera dünyanın en küçük tanesi olan endemik bir taneden yapılan tef unu su ile karıştırılır ve pişirilmeden önce üç gün fermente edilir. Injera doğal olarak glütensiz, lif, demir ve protein bakımından çok zengindir. Karbonhidrat bakımından düşük olduğu bilinmektedir.

Tef Etiyopya ve Eritre'de bulunan ilk yerli bitkilerden biridir. Üretimi yalnızca yeterli yağış alan alanlarla sınırlıdır, bu yüzden çoğu Afrika hanesi için nispeten pahalıdır.” Şeklinde otantik injera’yı ayrı bir yere koyuyor




Herhangi bir yemeğin en temel bileşeni ekmek olduğu için bu kültürlerde yemek sürecinin merkezinde yer almaktadır

İnjera krep görünümünde benzersiz gözenekli ve hafif süngerimsi dokusu olan üst kısmı, güveç ve sosları toplamak için ideal kılan çok sayıda gözenek geliştirirken, tabanı pürüzsüzdür.


Etiyopya'nın ünlü baharatlı tavuk yahnisi Doro Wat, veya dana eti versiyonu olan Sega Wat türünde sağlığa çok yararlı baharatlardan elde edilen soslu birbirinden lezzetli çok zengin mutfağa sahipdir.


Korudağ “Etiyopya yemeklerinin çok sağlıklı olduğu bilinmektedir. Yemeklerimiz bitkisel yağ ve ithal organik bitki ve baharatlarla hazırlamak için taze sebze ve onaylı et kullanılıyoruz. Konserve, işlenmiş veya donmuş ürünler kullanılmıyoruz.” dedi



Kahve; Etiyopya, Arabica  kahve çekirdeğinin orijinal evi olduğunu iddia ediliyor. 

Yodet Dimesse, özel kahveyi hazırlarken, keçi çobanı ile ilgili efsane anlatıyor. 

“Keçi çobanı keçilerinin heyecanlandığını ve neredeyse arka ayakları üzerinde dans ettiklerini keşfettikten sonra, kahve bitkisinin parlak kırmızı meyvelerle asılan birkaç kıvrılmış dalını fark ediyor. Meyveleri kendiside deniyor. Keşişlere söylüyor. Rahipler, günahkâr ilacı olarak kahveyi alevlere fırlatıyorlar. Kısa bir süre sonar, herkesin aşina olduğu, kokudan sonra gelen bir eylem, fasulyeleri eziyorlar, onları ateşten çıkarıyorlar ve uyarıcı maddeyi kaynar suda damıtıyorlar. Bütün gece oturduktan sonra, kutsal ibadetlerine yenilenmiş bir enerji buluyorlar.” Bir kaç efsane daha olduğunu söylüyor.


Yodet Dimesse, mangalda özel kömür üzerinde tavada taze kahveyi kavurdukdan sonra bir kaç damıtma işleminden geçiriyor inanılmaz kahve zevkini tatdırıyor.




Müzik; 
Doğal yemeklerden kahveden sona başlayan, Baş döndürücü güzellikde çoşkulu, her bir tarafınızın eşlik etdiği doğal, yaratıcı müzikleriyle tanışıyorsunuz.

Dans grubu her gece bir kabile dansın show’unu yapıyorlar.


Renkli uzun atkılar, aynı uzunlukda kemerli elbiseler giyen, yüzlerinde kocaman gülümsemeli bayanlar showlarına başlıyor. Dans tarzı belden, omuzlara ve kafayla bütünlük sağlayarak,figürlerini sıralıyorlar. Hünerli ritmik hareketlerle sihirbazlar gibiler. 

Etiyopya'nın farklı kabilelerce müziğin farklı stilleri ile aynı şekilde ilişkili danslarınında farklı olduğunu öğreniyoruz.


Galatasaray Beyoğlu Ekrem Tur Sokakdaki, Kadir Bozkurt’un menagerliğini Yodet Dimesse’nin Etiyopya koordinatörlüğünü yaptığı, iş adamı Can Korudağ’a ait Habesha Restaurant’da sağlığa yararlı geleneksel Etiyopyalı Harika yemeklerin, kahvenin, kültürlerin, müziğin ve dansın tadını çıkarın. MK Travel Direktörü Hülya Kurmuş, tam not vererek Habesha Restaurant'a acenta olarak gönül rahatlığı ile grup göndereceklerini açıkladı.


yilmazparlar@yahoo.com

2024-Çek Food Festivali-Yılmaz Parlar

Çek Tatların Buluşması Çek Cumhuriyeti İstanbul Konsolosluğu, “Czech Food Festival” adıyla Lezzet Dolu Bir Şölene Ev Sahipliği Yaptı, Slovak...